Eren Kısmet (kiamme) imzalı bu çalışmada, İstanbul’un kışları, 850 hPa’daki (deniz seviyesinden yaklaşık 1500 metre yüksekliğe denk gelen basınç seviyesi) sıcaklıklar üzerinden inceleniyor. İstanbul’da görülen soğuk kışları, daha önce şu ve şu yazılarda; şehir zemininde (2 metre) ölçülen sıcaklıklar bakımından incelemiştik; fakat biliyorsunuz zemin sıcaklıkları şehir ısı adasından kolayca etkilenip şehirleşmeden kaynaklanan sıcaklık artışlarını da yansıtabiliyor. Eren Kısmet’in çalışması bu bakımdan çok önemli ve dikkate değer. Tek handikapı, 850 hPa sıcaklıklarının zeminden gelen yüksek basınç kökenli (Sibirya tipi) soğukları yansıtamıyor oluşu… Yazıyı okurken bunu göz önünde bulundurunuz. Eren Bey’e bu güzel çalışması için çok teşekkür ediyoruz. – Ozan
——————-

850 hPa sıcaklığının -10 derece ve altında olduğu günlerin yıllık sayısı. Mavi çizgi ham değerler; kırmızı çizgi her bir yıl ve öncesindeki 4 yılın ortalaması, yeşil çizgi ise 95 yılın ortalaması olan 4.72 gün.
Bu çalışmayı yapmaktaki amacım İstanbul’un eski kışlarıyla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak ve göze çarpan trendleri ortaya çıkarmak. Bunu yapmak için 2 metre sıcaklıklarını da kullanabilirdim; fakat incelediğim 1920-2014 periyodunda şehir kat kat büyüdüğü için ısı adasının etkisi analizimi bozabilirdi. O yüzden ben de, gelen sistemlerin kuvvetini daha güzel temsil edebileceğini düşündüğüm 850 mb sıcaklıklarını kullandım. Tabii bu durumda 850 hPa’da -1, -2 derecelerde kar yağdırabilen Sibirya kaynaklı sistemleri (örn: 27 Ocak 2012 veya 20 Aralık 2012) göz ardı etmiş oluyoruz.
Günlük ortalama 850 hPa sıcaklıkları için şuradaki kaynağı kullandım.
Veritabanında İstanbul’un yer aldığı 41N 29E koordinatları bulunmuyordu, ben de 42.5N 27.5E (Burgaz, Bulgaristan civarı) ve 40N 28E (Bilecik civarı) koordinatlarının verilerine ulaşıp bu ikisinin ortalamasını alarak ilerledim.
İlk paylaşacağım grafik 850 hPa sıcaklıklarının gün gün uzun yıllar (1920-2014) ortalaması.

İstanbul üzerindeki 850 hPa (1500 metre yükselik) sıcaklıklarının 1920-2014 arasındaki ortalamasının gün gün değişimi.
Bu grafikte, incelediğim 95 yıldaki verilerin her gün için olan ortalamasını, ayrıca ilgili günde 95 yıl içerisinde ölçülen maksimum ve minimum değerleri görebilirsiniz. Aşırı değerleri yok etmek adına bir de aynı grafiğin 10 günlük hareketli ortalamasını gösteren versiyonunu hazırladım, o da aşağıda. Hareketli ortalama, ilgili günde ve onun öncesindeki 9 günde ölçülen değerlerin ortalaması demek.
Bu grafikte, mesela 10 Şubat günü için okuduğunuz değerler, 1 Şubat – 10 Şubat arasındaki günlerin ortalamasını temsil ediyor. Grafiğe bakarak İstanbul için 850 hPa sıcaklıklarının en düşük olduğu günlerin tarihsel olarak 22 Ocak – 12 Şubat günleri arasında (2004’teki sistemlerin bu günlere denk gelmesi ilginç bir tesadüf olmuş :) ) gerçekleştiğini görüyoruz. Benzer şekilde en sıcak günler de 18 Temmuz – 25 Ağustos arasında.
Bazı ilginç 850 hPa istatistikleri:
*En soğuk gün: 17 Ocak 1964 (-18.8 C)
*En sıcak gün: 5 Temmuz 1921 (+26.1 C)
* En soğuk ay: Tabii ki Şubat 1985 (ortalama -7.6 C)
* En sıcak ay: Ağustos 1946 (ortalama +20.8 C) Son yılların en sıcak ayı olan Ağustos 2010’da ortalama +20.5’miş.
* En soğuk yıl: 1964 (ortalama 5.5 C)
* En sıcak yıl: 1946 (ortalama 9.2 C)
Şimdi gelelim asıl can alıcı istatistiklere. Aşağıdaki iki grafikten ilkinde 1920’den 2014’e kadar olan kışlarda 850 hPa sıcaklığının kaç gün -10 derece ve altında olduğunu görüyoruz. 850 hPa’daki -10 derece’yi, kabaca, İstanbul’un güney kıyılarında 50 metre rakımın altında (eski İstanbul’un merkezi ve halen de en yoğun yerleşimin olduğu yer) yağan karın pek fazla cıvıklaşmadan yerde birikmesi için gereken değer olarak kabul edebiliriz (yer seviyesinde çok kuvvetli soğuğun olduğu durumları burada göz ardı ediyoruz).

850 hPa sıcaklığının -10 derece ve altında olduğu günlerin yıllık sayısı. Mavi çizgi ham değerler; kırmızı çizgi her bir yıl ve önceki 4 yılın ortalaması, yeşil çizgi ise 95 yılın ortalaması olan 4.72 gün.
Bu grafikte mavi çizgi, 850 hPa’da -10 derece ve altındaki sıcaklıkların ilgili yılda kaç kez kaydedildiğini gösteriyor. Kırmızı renk de ilgili yıl ve önceki 4 yılın ortalamasını temsil ediyor. Yeşil renk ise 95 yılın ortalaması olan 4.72 günün grafikte gösterilmiş hali. Burada hemen 1929 yılı göze çarpıyor. Tam 25 gün -10 derece ve altında sıcaklıklar ölçülmüş. Bu sayı 1985’te 14, 1987 ve 2012’de 12 olmuş… 2012 yılının 1929 ve 1985’ten hemen sonra gelmesi ve 1987 ile birlikte 3. olması çok çarpıcı bir sonuç.
2012 hariç son yıllarda gerçekten çok kötü kışlar yaşıyoruz. Hareketli ortalama çizgisi (kırmızı) son 6 yıldır hep ortalamanın altında. Geçtiğimiz yıllarda da son 6 seneye benzer çok ılıman dönemler yaşanmış. Bunlardan en yakın örnek 1995-2001 arası. Bu dönemin sonrasında gerçekten efsane sistemler içeren kışlar yaşadık. 1950-1962 yılları arasında tam 13 sene hareketli ortalama genel ortalamanın üzerine çıkamamış. Bu dönemin içinde İstanbul Boğazı’nı buzların işgal ettiği 1954 kışının olması da ilginç. 1951-1955-1958 ve 1962’de 850 hPa hiç -10 derecenin altına düşmemiş! Gerçi bu 13 yıllık dönemde arada tatmin edici kışlar da yaşandığı için karseverler çok kahrolmamıştır diye düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz dönemde son 8 yılın sadece 1’inde (2012) -10 derece altındaki gün sayısı ortalamanın üzerinde gerçekleşmiş. Bu kadar berbat bir dönem en son 1994-2001 arasında yaşanmış (8 sene üst üste ortalama altı).
Son grafik, yıllara göre kış mevsimi (Aralık-Ocak-Şubat-Mart) 850 hPa sıcaklık ortalamasını gösteriyor.
Bir öncekine benzer şekilde, mavi çizgi ilgili yılın değerini, kırmızı çizgi 5 yıllık hareketli ortalamayı, yeşil çizgiyse bütün yılların ortalamasını (-0.6 derece) temsil ediyor. Bu grafiğe göre, son 7 yıldır hareketli ortalama genel ortalamanın üzerinde. Yaşadığımız dönem son 95 yılın en sıcağı ve geçen seneki rekor kıştan sonra bu sene büyük bir mucize olmazsa (yeni bir 1929 yaşamazsak) 2015 kışından sonra 8 yıldır genel ortalamanın üzerinde oluyor olacağız.
Ben yine de ümitliyim. Şu anda şafak sökmeden önceki en karanlık dönemi yaşadığımızı düşünüyorum. Hiçbir bilimsel veriye dayanmadan söyleyebilirim ki; güzel günler yakın… :)
